Suçu Bildirmeme Suçu Nedir? (TCK 278, 279, 280)
Suçu bildirmeme suçu, işlenmekte olan veya işlenmiş olmakla birlikte sonuçlarını sınırlama imkanı bulunan herhangi bir suçun yetkili makamlara bildirilmemesi (haber verilmemesi) ile oluşur. Suçu bildirmeme suçu, adliyeye karşı suçlar bölümünde TCK 278-280 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Suçu bildirmeme suçu, temel ve daha fazla cezayı gerektiren nitelikli haller de dahil olmak üzere üç madde şeklinde düzenlenmiştir:
- Herhangi bir kimse tarafından işlenebilecek suçun basit şekli (TCK md.278),
- Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (TCK md.279),
- Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi (TCK md.280).
Suçu Bildirmeme Suçunun Unsurları ve Cezası
Suçu bildirmeme suçu, ister nitelikli ister basit şekli olsun, iki seçimlik hareketle işlenebilen bir somut tehlike suçudur. Şu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmasıyla suç meydana gelir:
- İşlenmekte Olan Bir Suçun Yetkili Makamlara Bildirilmemesi: İşlenmekte olan suç ile failin icra hareketlerine başladığı suç kast edilmektedir. Fail, suçun icra hareketlerine başlamamışsa, yani henüz suça hazırlık hareketleri aşamasındaysa, suçu bildirme yükümlülüğü de doğmaz. “İşlenmekte olan suç” deyimi, suçun en azından teşebbüs aşamasına gelmesini ifade eder. Suçun teşebbüs aşamasına gelmesi, icra hareketlerine başlandığı anlamına geldiğinden, artık bu aşamadan sonra bildirim yükümlülüğü başlar. Örneğin, insan öldürme suçu için eldiven ve maske satın alan bir kimseyi gören bir kişinin bildirim yükümlülüğü yoktur. Çünkü, hareketler henüz hazırlık aşamasındadır.
- İşlenmiş Olmakla Birlikte Neticeleri Sınırlanabilecek Bir Suçu Yetkili Makamlara Bildirmeme: herhangi bir suç işlendikten sonra, suçun işlenmesi nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuz neticeleri sınırlandırma imkanı bulunan hallerde suçu bildirme yükümlülüğü vardır. Örneğin, bıçakla yaralama suçu işleyen kişi, mağdurun başında ölmesini beklerken, bunu gören üçüncü bir kişinin suçu bildirme yükümlülüğü vardır. Çünkü, yaralama suçu işlenmesine rağmen daha ağır olan ölüm neticesini engelleme imkanı vardır. Bu olaya şahit olup da bildirimde bulunmayan kişi suçu bildirmeme suçu ile cezalandırılır.
Suçu bildirmeme suçunda özellik arz eden hususlar şunlardır:
- Failin suçu engelleme konusunda hukuksal bir yükümlülüğü varsa, suçu bildirmeme suçu nedeniyle değil, işlenmesini bilerek önlemediği suçu ihmali hareketle işlemekten sorumlu tutulur. Örneğin, E ile S’nin yaşadıkları ilişki neticesinde S hamile kalmış, S’nin babası B evlilik dışı bu ilişkiyi onaylamamış, iki tarafı konuşmak için çağırmış, mesele çözülemeyince hamile olan S’yi E’nin gözü önünde “burda ölürsün inşallah” diyerek ıssız bir yerde terk etmiştir. Bu somut olayda B’nin suçu engelleme yükümlülüğü vardır. Çünkü, TCK md. 233’e göre, “aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu” kendisinden evlilik dışı hamile olan bir kadını çaresiz bırakmayı cezalandırmaktadır. Bu nedenle, somut olayda A, suçu bildirmeme suçu nedeniyle değil, TCK md. 233/2’de düzenlenen “kendisinden hamile kalan bir kadını çaresiz bırakma suçu” nedeniyle cezalandırılır.
- Suçu bildirme yükümlülüğü herhangi bir şekilde yerine getirilebilir. Suçu bildirme yükümlülüğü polis, jandarma veya herhangi bir kamu görevlisine durumun iletilmesiyle olabileceği gibi bir başkası aracılığıyla bildirim yapılması da mümkündür. Suç, yazılı (dilekçe, e-mail, whatsapp, facebook, twitter vb. gibi sosyal medya araçları kullanılarak dahi yetkili makamlara bildirilebilir.
- Tanıklıktan çekinme hakkı olan kişilerin suçu bildirme yükümlülüğü yoktur. Örneğin, oğlu bir kimseye karşı nitelikli dolandırıcılık suçu işlemesine rağmen, annesinin oğlunun işlediği bu suçu bildirme yükümlülüğü yoktur. Çünkü annenin kendi oğlu hakkında tanıklıktan çekinme hakkı vardır. Tanıklıktan çekinme hakkı, Ceza Muhakemesi Kanunu md.45’te düzenlenmiştir. Buna göre şüpheli veya sanığın; nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları ve evlatlığı tanıklıktan çekinme hakkına sahip olduklarından, işlenmiş bir suçu kural olarak bildirme yükümlülükleri yoktur.
Suçu bildirmeme suçunun temel şeklinin (basit şekli) cezası şu şekildedir:
- İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK md.278/1).
- İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır (TCK md.278/2).
- Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır (TCK md.278/3).
Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi (TCK 279)
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, TCK md. 279 ile daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Ceza hukukunda kamu görevlisi deyimi, sadece devlet memurunu ifade etmez. TCK md.6’ya göre kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak kabul edilmektedir. Buna göre, polis, jandarma, avukat, hakim, savcı gibi adli işlemler yapanlar; belediye meclis üyesi, muhtar, milletvekili, il meclis üyesi vb. gibi seçimle gelenler; müsteşar, bilirkişi, memur, kayyım, doktor vb. gibi atananlar da kamu görevlisi sayılır.
Özellikle belirtelim ki, bu madde nedeniyle failin cezalandırılabilmesi için kamu görevlisinin işlenmekte olan veya işleniş olmakla birlikte sonuçları sınırlanabilecek bir suçu görevi nedeniyle öğrenmesi gerekir. Görevi başında olmadığı halde bir kimsenin şahit olduğu suçlar bu madde kapsamında değil, TCK md.278 kapsamında suçu bildirmeme suçunun basit haliyle cezalandırılır.
Doktorlar ve diğer sağlık görevlileri açısından dikkat edilmesi gereken husus sadece devlet hastanelerinde veya kurumlarında görevli doktor veya sağlık görevlileri (ebe, hemşire, laborant vs.) kamu görevlisi sayılır. Özel hastanelerde görevli doktor, ebe, hemşire vb. gibi sağlık görevlileri kamu görevlisi değildir.
TCK md. 279’a göre kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunun cezası şu şekildedir:
- Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK md.279/1).
- Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır (TCK md.279/2).
BU KONU HAKKINDA UZMANIMIZDAN HEMEN BİLGİ VE DESTEK ALMAK İSTERSENİZ LÜTFEN FOR YOU BİLİŞİM İLETİŞİM HATTIMIZI ARAYINIZ!..