Rüşvet Suçu Nedir? (TCK md.252)
Rüşvet suçu, bir tarafta “rüşvet veren” gerçek kişi ile diğer tarafta “rüşvet alan” kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vs.) bulunduğu her zaman birden fazla failin olduğu kamu idaresinin güvenirliğine karşı işlenen çok failli bir karşılaşma suçudur. Yani, hem rüşvet veren hem de rüşvet alan rüşvet suçu işlemektedir.
TCK md.252’de düzenlenen rüşvet suçu; irtikap suçu (TCK md.250), zimmet suçu (TCK md.247) ve görevi kötüye kullanma suçu (TCK md.257) ile karıştırılmamalıdır.
- Görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur.
- Zimmet suçu, kamu görevlisi olan şahsın görevi nedeniyle zilyetliği kendisine verilmiş olan veya gözetimiyle sorumlu olduğu mallar üzerinde görev çerçevesine aykırı bir şekilde tasarrufta bulunmasıyla oluşan bir suçtur.
- İrtikap suçu ise, rüşvet suçundan farklı olarak kamu görevlisinin nüfuzunu kullanarak belli yoğunlukta baskı veya hileli davranışlar sergilemesi ile meydana gelen bir suç tipidir.
Rüşvet Suçu Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı
Rüşvet suçu, takibi şikayete bağlı olan suçlar arasında değildir. Bu nedenle, savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma başlatmak zorundadır. Suç, kamu idaresinin güvenirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlardan olduğundan savcılık bu suç tiplerini hassasiyetle soruşturmalıdır.
Rüşvet suçu ile ilgili dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suçun işlendiğinin bu süre içerisinde savcılığa bildirilmesiyle soruşturma ve kovuşturma yapılabilir.
Rüşvet Suçunda Rüşvet Antlaşması
Rüşvet alan ile rüşvet veren arasında rüşvet konusunda anlaşmaya varılmış olması halinde, rüşvet verilemese bile, taraflar sanki suç tamamlanmış gibi rüşvet suçu nedeniyle cezalandırılır (TCK md. 252/3).
Rüşvet suçu, iki taraflı bir suç olduğundan suçun tamamlanması için her iki tarafın rüşvet alma ve verme konusunda anlaşması gerekir. İki taraflı olan bu suç anlaşmasına ceza hukukunda “rüşvet anlaşması” denilmektedir. Rüşvet anlaşması tarafların özgür iradeleriyle yapılmalıdır. Yani, rüşvet vermeyi vaad eden kişi ile rüşvet karşılığında bir işi yapmayı veya yapmamayı vaad eden kamu görevlisi arasında kendi özgür iradeleriyle bir anlaşma yapılması gerekir.
Rüşvet anlaşması, rüşvet alan ile rüşvet veren arasında aynı amacın gerçekleşmesine hizmet eden bir suç anlaşmasıdır. Taraflar rüşvet anlaşmasını fiilen uygulayamamış olsa bile, her iki tarafın vaadde bulunması suçun oluşması için yeterlidir.
Rüşvet teklifi veya önerisinin hangi taraftan geldiğinin hiçbir önemi yoktur. Rüşvet teklifi ister kamu görevlisinden gelsin isterse diğer kişiden gelsin, önemli olan tarafların aynı amacı gerçekleştirmek için anlaşması; bir tarafın yaptığı teklif veya önerinin diğer tarafça kabul edilmesidir.
Rüşvet anlaşması yapıldıktan sonra, henüz yarar sağlanmadan veya rüşvet konusu iş yapılmadan vazgeçme gerçekleşse bile; failler hakkında gönüllü vazgeçme hükümleri (TCK md. 36) uygulanamaz. Çünkü, rüşvet anlaşması ile rüşvet suçu tamamlanmış olur. Tamamlanan bir suçtan gönüllü vazgeçme mümkün değildir. Ancak, suç tamamlandıktan sonra vazgeçme nedeniyle “etkin pişmanlık” hükümleri uygulanabilir. Etkin pişmanlık nedeniyle faile ceza verilmemesi şartlarına ileride değinilecektir.
Kamu görevlisinin (polis memuru, bilirkişi, belediye memuru vs.) rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun talep edilen kişi tarafından kabul edilmemesi halinde ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, rüşvet alma nedeniyle verilecek ceza yarı oranında indirilir (TCK md. 252/4)
Rüşvet Suçunda Haksız Yarar Nedir?
Rüşvet suçunu düzenleyen TCK md. 252 “kişilere haksız menfaat sağlanması” veya sağlanmasının vaad edilmesi fiillerini suçun en önemli maddi unsuru olarak kabul etmiştir. Kanun, “…menfaat sağlayan…” (TCK 252/1), “….menfaat temini…” (TCK 252/4) gibi kavramlar kullanarak hem rüşvet alma hem de rüşvet verme suçunda kişilere haksız bir menfaat sağlanmasını veya vaad edilmesini şart koşmuştur.
Haksız menfaatin hukuki olmayan bir işin yapılması veya yapılmaması için temin edilmesi gerekir. Haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu görevlisine menfaat temin edilmesi halinde rüşvet suçu meydana gelmez. Bu halde, kamu görevlisi açısından görevi kötüye kullanma suçu meydana gelir.
Kişilere haksız menfaat sağlanmasının çeşitli görünüm biçimleri vardır. Menfaat parasal bir değer olabileceği gibi ev, araba vb. gibi başka bir malvarlığı değeri de olabilir. Menfaatin mutlaka doğrudan maddi bir değer olması şart değildir, önemli olan dolaylı da olsa faile, yakınlarına veya işaret ettiği diğer kişilere herhangi bir yarar sağlanmış olmasıdır. Örneğin, bir polis memurunun yakınının işe alınması karşılığında, bir suçun delillerini ortadan kaldırması, hem suç delillerinin ortadan kaldırılması suçunu hem de rüşvet alma suçunu meydana getirir.
Rüşvet Alma Suçunda Kamu Görevlisi
Rüşvet alma suçu, ancak kamu görevlisi olan bir kişi tarafından işlenebilir. Failin özel bir sıfata sahip olmasını gerektiren böyle suçlara ceza hukukunda “özgü suçlar” denilmektedir.
Kamu görevlisi, TCK md. 6/1-c’de şu şekilde tanımlanmıştır: Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır. Buna göre; milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, gibi seçilenler; avukat, hakim, savcı, bilirkişi, tanık gibi yargı görevi yapanlar; kaymakam, vali, öğretmen, emniyet müdürü, polis gibi atanan memurlar kamu görevlisi olarak kabul edilir. Ayrıca, kooperatifler, halka açık anonim şirketler, kamu yararına çalışan dernekler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları adına hareket ederek hukuki ilişki tesis edenler veya hukuki ilişkinin devamı süresince haksız bir yarar sağlamaya çalışanlar da rüşvet alma suçunun faili olabilirler.
Kişinin rüşvet anlaşmasını yaptığı sırada veya rüşveti aldığı sırada kamu görevlisi olması suçun vücut bulması için yeterlidir. Örneğin; kamu görevlisi olan bir memurun görevi sırasında rüşvet aldıktan sonra kendi isteğiyle görevinden ayrılması veya işine son verilmesi önemli değildir. Görevi sırasında rüşvet alma suçu işleyen memur görevi sona erse bile hakkında rüşvet alma suçu nedeniyle ceza soruşturması veya kovuşturması yapılabilir.
Kamu görevlisinin rüşvet alma suçunu işleyebilmesi için görev alanına giren bir işi yapmayı veya yapmamayı vaad etmesi gerekir. Rüşvet anlaşmasının konusu olan iş kamu görevlisinin görev alanına giren bir iş değilse rüşvet alma suçu oluşmaz. Örneğin, belediyede görevli bir memurun trafik polisinin görev alanına giren bir işi halletmek üzere, bir kimseden para alması rüşvet alma suçunu meydana getirmez. Koşulları varsa, görevi kötüye kullanma suçu, güveni kötüye kullanma suçu veya dolandırıcılık suçu oluşabilir.
Rüşvet Alma Suçunun Cezası
Rüşvet alma suçunun cezası; 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 252/2).
Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi nedeniyle rüşvet anlaşmasının yapılamaması halinde kamu görevlisine TCK md. 252/2 gereği verilecek ceza yarı oranında indirilir (TCK md. 252/4). Bu halde, kamu görevlisine verilecek ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.
Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan (avukat, hakim, savcı), hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza 1/3’ten 1/2’sine kadar artırılır (TCK md. 252/7).
Rüşvet Verme Suçu ve Cezası
Rüşvet verme suçu, herhangi bir kimse tarafından işlenebilir (TCK md. 252/1). Rüşvet alan kişinin kamu görevlisi olması şart olmasına rağmen, rüşvet veren kişi bir kamu görevlisi olabileceği gibi herhangi bir vatandaş da olabilir.
Rüşvet verme fiili, bizzat doğrudan fail tarafından işlenebileceği gibi aracılar vasıtasıyla da işlenebilir. Rüşvet verme suçu açısından önem arz eden nokta, haksız yararın sağlanması veya sağlanacağının vaad edilmesidir. Haksız yarar, dolaylı bir biçimde üçüncü kişiler aracılığıyla sağlanmış veya vaad edilmiş olsa dahi rüşvet verme suçu işlenmiş olur.
Rüşvet verme suçunun cezası; 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 252/1).
Kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi halinde, rüşvet anlaşması tamamlanmadığından rüşvet teklifinde bulunan kişiye verilecek ceza yarı oranında indirilir (TCK md. 252/4). Yani, bu halde rüşvet teklif edene verilecek ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.
Rüşvet Suçunda Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi (TCK md.254)
Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması ve suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi halinde başvurulan bir ceza indirimi nedenidir.
Rüşveti alan veya almak için anlaşan kamu görevlisi, soruşturma makamları rüşvet suçu işlendiğini öğrenmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara teslim eder ve durumu haber verirse etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak hakkında ceza verilmez. Aynı şekilde rüşvet veren veya vermek için anlaşan kişi de durumu soruşturmaya yetkili makamlar öğrenmeden önce haber verirse etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak hakkında ceza verilmez.
Rüşvet alan ve veren dışında, rüşvet suçuna katılan diğer kişilerin (örneğin, rüşvete aracı olan kişiler) ekin pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi halinde, rüşvet suçu nedeniyle haklarında cezaya hükmedilmez.
Soruşturma makamları suçu öğrendikten sonra ve yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişi hakkında etkin pişmanlık sebebiyle ceza indirimi hükümleri uygulanamaz.
Rüşvet Suçuna Aracılık Etme Suçu ve Cezası
Rüşvet veren ile rüşvet alan arasında, rüşvet suçunun gerçekleşmesi için aracılık eden kişi de müşterek fail olarak cezalandırılır. TCK md. 252/5 gereği rüşvet suçuna aracılık etme fiili şu şekillerde meydana gelebilir:
- Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi,
- Rüşvet anlaşmasının sağlanmasına aracılık edilmesi,
- Rüşvetin temini hususlarında aracılık edilmesi.
Rüşvet suçuna aracılık eden kişinin kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığının önemi yoktur. Aracılık eden kişi, aynen rüşvet alma veya verme suçunu işleyen kişi gibi cezalandırılır.
Rüşvet suçuna aracılık etme suçunun cezası, 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 252/4).
Rüşvet Suçuna Teşebbüs ve Cezası
Rüşvet suçuna teşebbüs, TCK md.35’te genel teşebbüs hükmünden ayrılarak düzenlenmiştir. Kanun tarafından rüşvet suçuna özgü özel bir teşebbüs hali öngörülmüştür. Bu nedenle, rüşvet suçuna teşebbüs halinde, teşebbüse ilişkin TCK md. 35’te düzenlenen genel hükümler uygulanmaz. TCK’nın 252/4 maddesine göre rüşvet suçuna teşebbüs şu seçimlik hareketlerle işlenebilir:
- Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi,
- Kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi.
Yukarıdaki iki haldeki teşebbüs fiillerinin işlenmesi halinde fail hakkında, TCK md. 252/1-2 gereği rüşvet suçu hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir (TCK md. 252/4).
Rüşvet suçuna teşebbüs halinde faile verilecek ceza da 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 252/4).
Taraflar arasında bir rüşvet anlaşması yoksa, rüşvet suçu tamamlanmayacağından fail hakkında rüşvet suçuna teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının mutlaka tartışılması gerekir. Örneğin, bir vatandaşa bir devlet memuruna rüşvet teklifinde bulunmuş, diğer taraf kabul etmemiş ise veya teklifi düşünmek için süre istemiş, ancak teklifi henüz kabul etmeden yakalanmışsa; söz konusu fiiller rüşvet suçuna teşebbüs olarak değerlendirilir.
Rüşvet talep eden kamu görevlisini yakalatmak için bir kişinin bir operasyon kapsamında rüşvet veren rolü yapması halinde ortada özgür iradeyle gerçekleşen bir rüşvet anlaşması olmadığı için fail rüşvet suçuyla değil, rüşvet suçuna teşebbüs hükümleriyle cezalandırılır. Yani, suç tamamlanmamış teşebbüs aşamasında kalmış olur.
Menfaat Sağlanan Üçüncü Kişi veya Tüzel Kişilerin Yetkilisinin Rüşvet Suçu ve Cezası
Tüzel kişilerin veya üçüncü kişilerin, işlenen rüşvet suçu nedeniyle dolaylı menfaat sağlaması halinde rüşvet ilişkisine girdikleri kabul edilir. Dernek, vakıf, şirket, kooperatif vb. gibi kuruluşlar tüzel kişiler olarak adlandırılmaktadır. Tüzel kişilerde menfaati kabul eden yetkili kim ise rüşvet suçu nedeniyle o kişi cezalandırılır.
Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır (TCK md. 252/6).
Dolaylı menfaat sağlayan üçüncü kişi veya tüzel kişinin yetkilisi rüşvet suçu nedeniyle 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
BU KONU HAKKINDA UZMANIMIZDAN HEMEN BİLGİ VE DESTEK ALMAK İSTERSENİZ LÜTFEN FOR YOU BİLİŞİM İLETİŞİM HATTIMIZI ARAYINIZ!..