İzinsiz Ses ve Konuşma Kaydı Almak Suç mudur?
Günümüzde teknolojinin gelişmesinin doğal bir yansıması olarak 7’den 70’e hemen herkesin elinde ses kaydı yapabilen telefonlar bulunmaktadır. Bu durum, akıllara, izinsiz ses kaydı alınmasının Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olup olmadığı sorusunu getirmektedir.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ( TCK m.134)
İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınması durumunun, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
TCK m.134 şu şekildedir:
“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Görüleceği üzere, kişilerin özel hayatını ihlal eden kimsenin, bu suçu seslerin kayda alınması suretiyle işlemesi hali, cezayı arttırıcı nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Özel Hayat Kavramı
Ses ve konuşmaların kayıt edilmesinin suç olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle özel hayat ve özel hayatın gizliliği kavramlarının açıklanması gerekmektedir. TCK m.134’ün gerekçesinde “başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı” denilmektedir. Buna göre, herkes tarafından bilinebilecek durumdaki olayların ve olaylar esnasında yapılan konuşmaların ses kaydının alınması, özel hayatın ihlali suçunu oluşturmamaktadır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/11860E., 2014/2963K. ve 10.02.2014 tarihli kararında;
“Sanığın eyleminin TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, iddiaya konu konuşmaların aktarıldığı belge ve alınan beyanların içeriğine göre, sanık ile katılanın daha önce meydana gelen huzur ve sükunu bozma suçu olayıyla ilgili hadiselerden bahsettikleri, katılanla sanık arasında geçen konuşmaların, katılanın özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı gözetilerek, atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı”
şeklinde hüküm kurarak;
- Ses kaydı almanın TCK m.134 kapsamında suç olarak değerlendirilebileceği fakat ses kaydı içeriğinin özel yaşam alanına ilişkin olmaması durumunda özel hayatın ihlali suçunun oluşmayacağı belirtilmiştir.
- Ayrıca bir suç durumunda başka türlü delil elde etme imkanı yok iken veya kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmalarının engellenmesi amacıyla ses kaydı alınması durumunda suçun oluşmayacağı Yargıtay kararları ile sabittir.
Keza, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/5-1270E., 2013/248K. ve 21.05.2013 tarihli kararında;
“…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, …”
şeklinde hüküm kurularak bu durumda ses kaydı alınmasının suç oluşturulmayacağı ifade edilmiştir.
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK m.133)
İzinsiz ses kaydı alınmasının suç olarak düzenlendiği bir diğer düzenleme TCK m.133’de yer alan kişiler arasındaki konuşmaların kayda alınması suçudur.
TCK m.133 şu şekildedir;
“Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Madde metninden de anlaşılacağı üzere;
Burada konuşmanın, tarafı olmayan bir kişi tarafından ses kaydı alınma durumu düzenlenmektedir.
Bu suç bakımından dikkat edilmesi gereken husus, konuşmanın aleni olup olmamasıdır.
Aleni Konuşma Nedir?
Kişilerin, özellikle diğer insanlardan gizledikleri konuşmalar aleni olmayan konuşma niteliğindedir. Keza madde gerekçesinde konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemli olmadığı belirtilmiş ve parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayretle duyulabilecek olması halinde aleni konuşmadan söz edileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak izinsiz ses kaydı alınması Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olup ses kaydının içeriği veya ses kaydının alınma nedeni bazı hallerde suç unsurunu ortadan kaldırabilmektedir.
BU KONU HAKKINDA UZMANIMIZDAN HEMEN BİLGİ VE DESTEK ALMAK İSTERSENİZ LÜTFEN FOR YOU BİLİŞİM İLETİŞİM HATTIMIZI ARAYINIZ!..