Soruşturma İzni Alınması Gereken Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Kimlerdir?
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre hakkında soruşturma izni alınması gereken kişiler şunlardır:
- Tüm devlet memurları (doktor, polis, öğretmen, tapu memuru, nüfus memuru vs.)
- Devletin açtığı bir kadroya bağlı olarak “kamu görevi” niteliğindeki “asli ve sürekli görevleri” yerine getiren diğer kamu görevlileri.
Özel soruşturma usullerine tabi olanlar hariç (Örn, hakim/savcılar), kural olarak tüm memurlar açısından soruşturma yapılabilmesi için soruşturma izni alınması gerektiği tartışmasızdır. Ancak, memurlar dışındaki kamu görevlisinin soruşturma izni alınması gereken kamu görevlilerinden olup olmadığı dikkatli incelenmelidir. 5237 sayılı TCK’nın “kamu görevlisi” kavramı ile 4483 sayılı Kanun’un “kamu görevlisi” kavramı birbirinden farklı içeriklere sahiptir. Memurlar dışında soruşturma yapılacak kişinin, hakkında soruşturma izni alınması gereken bir “kamu görevlisi” sayılıp sayılmayacağı 4483 sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’da yer alan “kamu görevlisi” tanımına göre belirlenir.
5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) uygulamasında, “kamu görevlisi” kavramı memur kavramını da kapsayacak şekilde, “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmıştır (TCK m.6/1-c). TCK’daki bu tanıma göre memurlar kamu görevlisi olduğu gibi, mahkemede tanıklık yapan tanık, adli rapor hazırlayan bilirkişi, savunma yapan avukat, belediye meclis üyesi vb. sürekli, süreli veya geçici bir şekilde “kamusal faaliyet” yapan herkes kamu görevlisi olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bakımından “kamu görevlisi” kabul edilen her kişinin 4483 sayılı Kanun kapsamında ceza soruşturması veya kovuşturmasında da “kamu görevlisi” sayılması mümkün değildir.
4483 sayılı Kanuna göre kamu görevlisi, kamu hizmetine ilişkin genel idari usullere göre bir kadroya bağlı olarak “asli” ve “sürekli” görevleri yürüten kimselerdir. Devletin asli fonksiyonları “kamu görevi” olarak kabul edilmekte ve kamu görevi yapan herkes de ‘memur’ ve ‘diğer kamu görevlisi’ olmak üzere iki kategoriyle sınıflandırmaktadır. Devletin tali, tamamlayıcı ve yardımcı nitelikteki fonksiyonları ‘kamu hizmeti’ olarak kabul edilmekte ve kamu hizmeti yapanlar ‘amme hizmetiyle muvazzaf olanlar’ (kamu hizmetiyle görevli olanlar) veya ‘müstahdem’ (işçi) olarak tanımlanmaktadır. 4483 sayılı Kanun’daki “asli ve sürekli görev” kavramından, devletin asli fonksiyonlarını yerine getirmesi için gerekli olan “kamu görevi” olarak anlaşılmalıdır. Yani, “kamu görevi” kamu hukukuna göre verilen görevler olup kamu kesiminde de olsa, özel hukuk alanındaki İş Kanunu veya özel hizmet akitleri uyarınca verilen görevler “kamu görevi” sayılmamaktadır. Bunların dışında, görevin “asli ve sürekli” niteliği o görevin bir kadroya bağlı olması gereğini de ortaya çıkarmaktadır.
İdarenin asli ve sürekli görevleri ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür. Mevzuata göre, bu gibi görevlerin yürütülmesi, özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılan işçilere verilemez. Asli ve sürekli hizmetleri yürütecek olan memur ve kamu görevlilerin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri yasa ile düzenleneceğine göre, burada söz konusu olan memur ve diğer kamu görevlileri işçiler olamaz. Çünkü burada idare ile memur ve diğer kamu görevlileri arasındaki ilişki yasal bir ilişkidir. Özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılan işçilerle idare arasındaki ilişki ise bir sözleşme ilişkisidir (YCGK – Karar:2014/291). Bu nedenle, 4483 sayılı Kanun hükümleri bu işçiler açısından uygulanmaz.
Özellikle belirtelim ki, aynı mesleğin özel sektör ve devlet nezdinde yapılması halinde farklı hukuki prosedürler uygulanır. Örneğin, doktor, ebe, hemşire vb. sağlık mensupları özel sektörde veya kendi muayenehanelerinde çalışırken suç işledikleri takdirde soruşturma izni alınmasına gerek yoktur. Ancak, devlet hastanelerinde memur olarak çalışan hekimler (doktorlar) ve diğer sağlık mensuplarının suç işlemesi halinde haklarında soruşturma yapılabilmesi için 4483 sayılı yasa gereği soruşturma izni alınması şarttır.
Yukarıda tüm kamu görevlileri için ifade ettiğimiz genel çerçeve dışında, bazı kişiler hakkında da özel kanunlarındaki hükümlerin atıf yapması nedeniyle 4483 sayılı kanun çerçevesinde haklarında soruşturma izni alınması gerekir. Bu kişiler şunlardır:
- Belediye memur ve müstahdemleri,
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yönetim kurulu üyeleri ve personeli (5502 sayılı Kanun m.28),
- 3628 sayılı Kanun m.17’de yer alan suçları işleyen müsteşar, vali ve Kaymakamlar,
- İl Özel İdaresi personeli,
- Sahil Güvenlik personeli,
- Jandarma personelinin mülki görevlerinden doğan suçlarında 4483 sayılı yasa gereği soruşturma izni alınması gerekir (2803 sayılı Kanun m.15/b),
- Kamu İhale Kurumu üyeleri ve personeli,
- Milli piyango idaresi personeli,
- KİT Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyeleri,
- Su ve Kanalizasyon İdaresi genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri,
Devlet kurumlarında çalışıp 4483 sayılı kanun kapsamına girmeyen, yani suç işlediklerinde soruşturma izni alınmasına gerek olmadan doğrudan soruşturulabilen kişiler şunlardır:
- Genel idare esaslarına göre asli ve sürekli görevleri olmayan ve kamu gücünü kullanma yetkisi olmayan devlet personeli,
- İşçiler, (belediye işçileri veya diğer işçiler),
- Bir kadroya bağlı olmaksızın çalıştırılan sözleşmeli personel,
- Devletin geçici çalıştırdığı personel.
Bazı kişiler de kamu görevlisi olmasına rağmen sıfatları nedeniyle haklarında 4483 sayılı kanunun soruşturma izni hükümleri uygulanmaz:
- Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri,
- Hakim ve savcılar,
- TSK mensupları,
- Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri, Yargıtay başkan ve üyeleri, Danıştay başkan ve üyeleri, Sayıştay başkan ve üyeleri,
- Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları,
- Jandarma Genel Komutanlığının mensuplarının mülki görevleri dışında kalan görevleri nedeniyle.
Bazı kişiler de tabi oldukları özel kanunları gereği özel soruşturma usulleriyle soruşturulduklarından veya geçici bir kamu görevi yerine getirdiklerinden haklarında 4483 sayılı yasanın soruşturma izni alınmasına ilişkin hükümleri uygulanmaz:
- Özel güvenlik personeli
- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na tabi avukatlar, hazine avukatları,
- Noterler, hakemler, bilirkişiler, kayyımlar, Hazne
- TRT, BDDK, Rekabet Kurumu personelleri,
- Belediye İktsadi Teşebbüsleri personeli (örn; İSKİ)
- Diyanet işleriyle görevli personel
- Seçim İşleri ile görevli personel,
- Evlendirme memurları.
BU KONU HAKKINDA UZMANIMIZDAN HEMEN BİLGİ VE DESTEK ALMAK İSTERSENİZ LÜTFEN FOR YOU BİLİŞİM İLETİŞİM HATTIMIZI ARAYINIZ!..